25 Ocak 2010 Pazartesi

guilty pleasure

iyi bir müzisyen, yorumcu, dinleyici olabilmek için senelerce birikim yaptım dostlarım. thom yorke'a, erykah badu'ya, beady belle'e, bugge wesseltoft'a, depresifliği ta buralardan hissedilen bilimum norveçliye, björk'e buladım kendimi. chet baker olsun, ella fitzgerald olsun, est'nin sakinliği, avishai cohen trio'da shai maestro'nun basacağı bir akor,saçma sapan parçaların akıllıca düzenlenmiş versiyonları ..daima beni başka diyarlara götürmüştür. şimdi senelerce piyano çalmış, sonatlar analiz etmiş, fügler ezberlemiş bir kişi olarak, tüm bu sayılan güzide sanatçılarımız ve daha bir çoğuyla harmanlanmış kulaklarımın-beynimin-şahsımın, sadece ve sadece christina aguilera 'nın hurt adlı parçasını duyduğunda (yani her duyduğumda, istisnasız) ağlamaya başlaması neyin nesidir. reva mıdır a dostlar. bu hadise beni 1 senedir içten içe yedi. paylaşayım istedim. itiraf.com a yazacaktım ama artık sene 2010 şimdiye öyle bir sitenin kurucusu da akıllanmıştır kullanıcısı da kalmamıştır kapanmıştır diye yazmadım. 
uyanık eril arkadaşlarımız için: hayır, babasıyla problemli kızları Hurt dinletip zayıflaştırmak suretiyle bir takım emellerinize alet etmeniz pek olası değil. bi beklenti oluşmasın deyü ekleyeyim.