10 Haziran 2010 Perşembe

kısmet

bu dönem okuldan üç ders aldım.
1) müzik dalı 6 (yani piano)
2) beden imgeleri
3) almanca
dönem bitiyor ve elimde 3te1lik bir başarı oranı var (üçün biri dediğinizi duyar gibiyim)
ne öğrendin bu dönem diye soracak olursanız da, beden imgeleri dersinden; sanat hakkında beyin fırtınası yapmanın saatlerce konuşup hiçbiryere varmamak ve sırf birşeyler söylemiş olmak için konuşmak olMAdığını, bir dersi hocasına göre değil dersi alan diğer insanlara bakıp seçmek gerektiğini öğrendim. sınıfın ortasında kalkıp 'ilk saniyede anladığınız cümleyi 3 sattir tartışarak aptala mı yatıyorsunuz nasıl bir şirketsiniz lan!' deme potansiyelimin farkına varıp 4. dersten sonra bir daha gitmedim.
piyano dersinden insan vücudunun har vurup harman savrulacak bir şey olMAdığını öğrendim. istediğin kadar çalış, hazırlan, sağlık bir şekilde daha önemli(imiş), demek ki insan 21inde 'o' evreye girebiliyormuş, gördüm. o evre işte.. hani herkesin eninde sonunda vardığı 'ay yine x im tuttu fenayım, her kötülüğün anası stres hayatım her şeyi tetikliyor' geyiği. geyik oldum yani. hayır zaten aileden miras şeker, varis gibi hastalıklarım olacaktı. sen niye bir de bu yaşında skolyoz ekliyorsun. neyse. çalıştım olmadı. hayatımda ilk kez 'çalıştım ve olmadı'. ya da oldu da olmadı..
almancadan da bir nebze almanca öğrenmekle beaber 'türk okullarında türk çocuğuna yabancı dil öğretme sistemi' (bildiniz mi, şemalar, dili bir fizik problemiymiş gibi kalıba sokmalar falan) ile dil öğrenen insan varsa basına tanıtılması gerektiğini öğrendim.
sonuç itibariyle ellerimle büyüttüğüm solar iken dirilttiğim cillop gibi not ortalamamı baltalamaya mecbur kalıyorum.
'ee mezuniyet ne zaman' sorusuna da yaşlı-aile büyüğü-arkadaş ayırdetmeksizin kocaman bir SANA NE yapıştırma kararı alıyorum.